Tıbbi Cihaz sektörü, son nefesini verirken kendisine bu öldürücü darbeyi vuranlara anlamayan gözlerle bakakalan kurban gibi… Anlamıyor çünkü; – Türkiye tıbbi cihaz pazarı, Dünyanın en rekabetçi ve en düşük fiyatlarına sahipken,1-2 milyar TL’lik tasarruf için neden kendisinin seçildiğine anlam veremiyor… -Sözleşmelerde yazan ödeme vadelerini 1 sene geçmesine rağmen tahsilat yapamazken, zaten artan döviz kuru, faiz oranları vs. nedeniyle eriyen parasından ayrıca ve ilave % 25 feragate zorlanmasına akıl sır erdiremiyor… -Sağlık Bakanlık’ının, Sektörü Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın insaf ve pazarlık yeteneğine bırakmasının anlamını göremiyor… -Sektör, koşulları ve imkânları birlikte tartışmak için bütün iyi niyetini kullanarak uzlaşma ve anlaşma çabalarının görmezden gelinmekle kalmayıp, adeta bir tehdit ve hakaret üslubu ile diz çöktürülmek istenmesinin nedenini bulamıyor… -Sektörü feragat konusunda “hizaya getirmek” için, gerek Üniversitelere ve Sağlık Bakanlığı Hastanelerine “ödeme yapmayın” talimatı verilmesini, gönderilmiş ödeneklerin kullanılmaması talimatları verilmesini nasıl yorumlayacağını bilemiyor… -İlgili Bakanlıkların, yüzbinlerce ürün içinden bir kaç ürünü seçip, yalan yanlış fiyat karşılaştırmaları ile her türlü fiyat düzenlemesini ve kontrol mekanizmalarını kendilerinin yaptığını düşünmeden, Sektörün tamamını “fahiş fiyatçılık ve fırsatçılık” ile damgalamasının nasıl bir zihniyet ürünü olduğunu bilemiyor… Kendi düzenlemeleri ile yön verdikleri Sektörü gazetelerde ve görsel medyada çarşaf çarşaf kötülemenin hangi vicdan ve akıl ile malül olduğunu ifade edemiyor… -Sonunda Sektör için “kötü” olanın Ülke için iyi olacağının nasıl düşünülebildiğinin mantığını kuramıyor… Sektör, özellikle son bir kaç yıldır, Hukuk’un, şeffaflığın, adaletin sağlanmasının sadece Sektörün değil, ülkenin, tedavi ve tedarik sürecinin yararına olacağını her fırsatta anlatmaya çalışırken, her şey bu yazılanların tersine çalıştı. 2018 de, ilk feragat zorlamasında, yine bu dergide, “hukuk ve adaletin bu kadar tahrip edilmesinin, Sağlık alanında onmaz bir yara açtığını ve artık güven unsuru kaybolmuş bir Sektörde her şeyin kötüye gitmesinin beklenmesi gerektiğini” yazmıştım. Maalesef çok daha kötüsü oldu…
Röportajın devamı için tıklayınız